14 Şubat 2020 Cuma

KKTC'DE GLOBAL LOBİLERİN KUMPASI VE AKINCI SONRASI İÇİN HAZIRLANAN İSİM



Türkiye’nin geleceği ile ilgili vizyoner politikalar uygulamak istemesi ve Millet’e olumlu istikbal tayin etme gayreti ile son dönemde uygulamaya koyduğu Doğu Akdeniz stratejisinin mihenk taşını Kıbrıs politikası oluşturmaktadır. Tam da bu dönemde Suriye’de terör yapılanmalarına karşı geliştirilen harekâtların KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından hedef alınması ve bununla da yetinilmeyerek Kuzey Kıbrıs’ın statüsü ile ilgili Türkiye ile bağdaşmayacak ifadelerin Türk tarihinin gururunu kırıcı biçimde dile getirilmesi Türkiye’de infiale sebep oldu. Herkesin aklındaki ortak soru ise Akıncı’ya bu açıklamaları kimin ve hangi lobilerin yaptırdığıydı. Ancak biz bu çalışmamızda bunu sorgulamayacağız çünkü Akıncı’nın oldukça yıpranmakla beraber Kuzey Kıbrıs siyasetinde bir süredir geliştirilen Yeni Sol kavramı içerisinden çıkması muhtemel sonraki müstakbel Cumhurbaşkanı adaylığı üzerinde duracağız.
Toplumcu Kurtuluş Partisi 1976 yılında kuruldu. Kuruluşundan itibaren ana çizgisi Kıbrıs Türklerinin kendi kendilerini yönetebilme iradesine sahip olması gerektiğiydi.[1] Siyasi yaşamında dalgalı seyir izleyen parti koalisyon ortaklıklarından sonra ikibinli yılların başında düşüşe geçti. Bu dönemde partinin geleceği ile ilgili Saray Hotel’de başlatılan toplantılarla[2] Annan Planı’na dümen kırıldı ve KSP ile BKP’nın yanında bir grup sivil toplum hareketleri de eklenerek Barış ve Demokrasi[3] adıyla bir yapı oluşturuldu ve başında da TKP Milletvekili Mustafa Akıncı getirildi. BDH’nin kurucuları arasında pek çok isim vardır ancak vitrine çıkan iki isim üzerinde özellikle durmak gerekir. Bunlardan biri Barış Burcu’dur. Barış Burcu o dönem BDH kurucusu olmasının yanı sıra Lefkoşa ilçe başkanlığı görevini de yürütmüştür. Uluslararası İlişkiler üzerine lisans ve yüksek lisans eğitimi alan Burcu yazdığı yüksek lisans tezinde ise Türk Ordusu’nu Kıbrıs’ta işgalci olarak nitelemekle beraber, Kıbrıs Kıbrıslılarındır parolasının savunulması gerektiğini öne sürüyordu.[4] Kuzey Kıbrıs’ta inşa edilen açılımcı yeni solun lideri olan Mustafa Akıncı’nın günümüzdeki sözcüsü ve akıl hocası da işte bu düşüncelere sahip Barış Burcu idi.
BDH kurucuları arasında dikkat çeken bir diğer isim ise Mehmet Harmancı’dır. Harmancı aynı zamanda Burcu’nun da akrabasıdır. Mehmet Harmancı, Avrupalı Genç Liderler programında eğitildi ve iki toplumlu düzen üzerine çalışmalarda bulundu. BDH’nin kuruluşundan sonra Gençlik Yapılanmasının başkanlığını yürütmüş ve sonrasında ise Turizm Bakanı ve Lefkoşa Belediye Başkanlıkları görevinde bulunmuştur. Harmancı görevde bulunduğu sürede dünyadaki neredeyse hiçbir krizi çözememiş olan Birleşmiş Milletler’den yardım istemiş ve Kıbrıs meselesine müdahil olması gerektiğini savunmuştu.[5] Yıllar geçmesine rağmen Harmancı’nın görüşünü değiştirmediği ve Mustafa Akıncı’ya tepkilerin yöneltildiği bir evrede kendisini savunduğu açıkça görülmektedir:




Bu sürecin hangi yöne gittiğiyle alakalı ise birtakım çıkarımlarda bulunabiliriz. Özellikle Türkiye nezdinde artık güven kaybetmiş ve yıpranmış Akıncı’nın yerine global odaklar tarafından ikame edilmek istenen profiller geçmişin BDH çizgisinden gelen simalar olmalıdır. Bu sebeple Akıncı’nın lobicisi ve sözcüsü Barış Burcu’nun akrabası olan ve müzakere adı altında çözülmeci ve teslimiyetçi açıklamalarıyla bilinen ancak Türkiye’de neredeyse hiç tanınmayan ve nispeten daha genç olan bir isim Mehmet Harmancı çok kısa bir süre sonra Kuzey Kıbrıs’ın ve Türkiye’nin gündemine girecektir. Kuzey Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı yapılmak istenecek yerel yönetimler tecrübesi de bulunan Harmancı, Türkiye’nin ve bölge Türklerinin menfaatini zedeleyici açıklamalar ve fiiliyatta bulunması çok olasıdır. Bir Mustafa’dan, diğer Mehmet’e geçilecek süreçte Türkiye olanlara hazırlıksız yakalanmamalıdır.


[1] Aynı zaman diliminde Ahmet Mithat Berberoğlu tarafından Cumhuriyetçi Türk Partisi kurulmuştur. Berberoğlu, ENOSİS’i red mitingleri düzenleyen, EOKA’nın saldırılarına maruz kalan bir aktördü ve kuruluşundan itibaren sol-ulusal çizgi Kuzey Kıbrıs’ta milli bir mahiyette bulunmaktaydı.
[2] Aynı dönemlerde Türkiye’de Süleyman Çelebi önderliğinde ‘’Hotel’’lerde başlatılan toplantılarla da Türkiye’de ki ulusal solun tasfiye edilmesi ve Yeni Sol kavramının oluşturulması tartışılıyordu. Kuzey Kıbrıs-Türkiye hattındaki eş zamanlı hazırlılar elbette tesadüfü bir sonuç değildi.
[3] Türkiye’de de geçmiş yıllarda aynı isimle siyasi yapılanma başlatılmış ve Yeni Sol adı altında çözülmeci etnik milliyetçilik ve iki halklı devlet teorileri yüksek sesle tartışılmaya başlanmıştır.
[4] https://odatv.com/turkiye-isgalci-22091802.html
[5] https://www.kibrisadahaber.com/harmanci-muzakere-sureci-degismeli-61554h.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder